İstanbul’u İlk Kez Ziyaret Ediyorsanız
İstanbul’a ilk defa geliyorsanız, bırakın İstanbul sizi büyülü evrenine çeksin. Yerebatan Sarnıcı’nın gizemli sütunları arasında zamanın ötesine, tarihin büyüsüne kapılın.
Sultan Ahmet Meydanı’nda hemen köşeden aldığınız mısırı kuşlarla paylaşırken, Dikili Taş’ın üzerindeki figürlerin anlamlarını çözün.
Galata Köprüsü’nden yürüyün ve tam ortasına geldiğinizde balıkçıların ve martıların nasıl ustalıkla avlandıklarını seyredin.
Galata Kulesi’nin balkonunda kollarınızı kocaman açarak İstanbul’la kucaklaşın.
İstanbul’a ilk defa geliyorsanız; dünyanın en eski 2. Tünelinden İstiklal’e çıkın. İstiklal Caddesi boyunca sağlı sollu sıralanmış tarihi hanları, binaları seyredin. Damak tadınıza uygun yemekler, kulağınızın pasını alacak müzikler eşliğinde modern zamanların tarihle nasıl kaynaştığına tanık olun.
Kapalıçarşı’ya gidin. Renk cümbüşü içindeki süslü ve zengin vitrinlerde kendinizi seyredin. Otantik hediyelikler alarak dostlarınıza “İstanbul” hediye edin.
Tarihi çeşmelerinden su için. Daracık sokaklarda ayak izlerinizi bırakın. İstanbul içinize unutulmaz anılarla kazınsın.
Anadolu yakasında, örneğin Kadıköy’de balıkçılar çarşısında nefis ve taze balıklarınızı kedilerle paylaşın. Vapurda simidinizi martılarla.
Bağdat Caddesi’nde boydan boya sıralanmış dünyaca ünlü markalar, Nişantaşı’nda butikler, Mahmutpaşa yokuşunda envaı çeşit dükkânlarda alış verişin her türlü çılgınlığında kaybolun.
İstanbul’a ilk defa geliyorsanız. Çengelköy, Anadolu kavağı, Kuzguncuk, Kanlıca’yı gezmeden, Çingene vapuruna binip boğaz boyunca seyrine doyulmaz yalıları fotoğraflamadan, her limanda mola vermeden gitmeyin.
Salacak’ta kısa bir mola verip Türk Kahvenizi içerken Kızkulesi’ni seyredip Ortaköy’de bir akşam günbatımı eşliğinde yemeğinizi afiyetle yiyin.
Minareleri mavi gökyüzünü delen ulu camileri, zamanın akışını hesaplayan çan kuleleri, geçmişten geleceğe tarihin notunu tutan surları ve saraylarıyla İstanbul sizi bekliyor.