Ayasofya'nın ismindeki ""aya"" kelimesi kutsal, ""sofya"" kelimesi ise bilgelik anlamına gelmektedir. Dolayısıyla ""Ayasofya"" adı İsa'ya atfen ""Kutsal Bilgelik"" veya ""İlahi Bilgelik"" anlamına gelir ve Hıristiyan teolojisinde Tanrı'nın üç sıfatından biri olarak kabul edilir. İstanbul'un 1453 yılında Osmanlı Türkleri tarafından fethinden sonra Ayasofya Kilisesi, fethin sembolü olarak camiye dönüştürülmüştür. Ayasofya'nın isminde herhangi bir değişiklik yapmayan Fatih Sultan Mehmed, kiliseye ilk minareyi eklemiş, II. Bayezid ise diğer minareyi eklemiştir. Muhteşem kubbesiyle Bizans mimarisinin sembolü olan Ayasofya, mimari açıdan bazilika planı ile merkezi planı birleştiren kubbeli bazilika tipi bir yapıdır. Kubbe geçişi ve taşıyıcı sistem özellikleriyle mimarlık tarihinde önemli bir dönüm noktası olarak kabul edilir. Ayasofya, her şeyden önce büyüklüğü ve mimari yapısı ile büyük önem taşıyor. Yüzyıllardır ayakta duran bu tarihi yapı, sanat tarihinin ve mimarinin başyapıtları arasında yer almaktadır. Ayasofya, bazilika planı ile merkezi planı birleştiren kubbeli bazilika tipi bir yapıdır. Bizans mimarisinde ilk olarak Ayasofya'da kullanılan bu plan, iki farklı planın özelliklerini birleştirerek daha büyük ve görkemli bir yapı elde etmeyi mümkün kılmıştır. Yüksekliği 55 metre, çapı 33 metre olan kubbesiyle dikkat çeken Ayasofya, dört fil ayağı üzerine oturmaktadır. Fil ayakları kubbenin ağırlığını destekleyerek yapının sağlamlığına katkıda bulunmuştur. Ayasofya'nın sütunlar ve kemerler üzerine inşa edilen taşıyıcı sistemi, yapının ağırlığını destekleyerek kubbenin yere düşmesini engeller. Ayasofya'nın altın mozaiklerle süslü mihrabındaki mozaiklerde İsa ve Meryem tasvir edilmiştir. Ayasofya'nın dış narteksinde yer alan İmparatorluk Kapısı, üç ana kapıdan en büyüğüdür. Yüksekliği 7 metre olan İmparatorluk Kapısı meşeden yapılmıştır. Kanatları bronz plakalarla kaplıdır ve bronz bir çerçevesi vardır. Doğu Roma kaynaklarına göre kapının Nuh'un Gemisi'nin ahşabından yapıldığı söylenmektedir. Mustafa Kemal Atatürk tarafından 1934 yılında müzeye dönüştürülen yapı, 2020 yılında cami olarak yeniden ibadete açılmıştır. İstanbul'un en önemli kültürel ve tarihi miraslarından biri olan Ayasofya, her yıl milyonlarca ziyaretçi tarafından ziyaret ediliyor.