Semtin siluetini, yüzyılların gelgitlerine tanıklık etmiş bir ortaçağ harikası olan ikonik Galata Kulesi süslemektedir. Galata Kulesi'nin gölgesindeki mahalle büyüleyici bohem bir ruh yayar. Sanat galerileri, butikler ve rahat kafelerin sıralandığı sokaklar, hem yaratıcı ruha hem de sessiz bir tefekkür arayışında olanlara sığınak sunuyor.
En yaygın söylentilerden biri "Gala" kelimesinin Rumca'da "süt" anlamına geldiği ve Galata'da çok sayıda mandıra bulunduğu için semte Galata adının verildiği yönündedir. Bir başka rivayete göre ise Galata ismi deniz kenarına inen dik yamaçlar nedeniyle uygun görülmüş ve "denize inen yol" anlamına gelmektedir.
Salt Galata, İstanbul'un kalbinde yer alan bir kültür merkezidir. Bir zamanlar Osmanlı Bankası'nın genel merkezi olan ve güzel bir şekilde restore edilmiş 19. yüzyıldan kalma bir binada yer almaktadır. Kendini sanat, kültür ve eğitimi teşvik etmeye adamış olan merkez, çok çeşitli programlar ve etkinlikler sunmaktadır. Sanat ve kültür için bir sığınak olan Salt Galata, bir yandan İstanbul'un zengin mirasını korurken diğer yandan çağdaş sanatın dinamik ruhunu kucaklayarak gelenek ve modernite arasında bir köprü görevi görmekte. Yaratıcılığın sınır tanımadığı, hayal gücünün uçuşa geçtiği ve sanatın birleştirici gücünün hüküm sürdüğü bir yerdir.
İstanbul'un Galata semtindeki çarpıcı bir Art Nouveau merdiven olan Kamondo Merdivenleri bir taş senfonisidir. Merdivenler 19. yüzyılın sonlarında zengin bir bankacı olan Abraham Salomon Kamondo tarafından yaptırılmıştır. Kamondo'nun geniş bir ailesi vardı ve mahallede yaşayan torunları için bir kestirme yol yaratmak istiyordu. Ayrıca onlara olan sevgisinin kalıcı bir kanıtı olacak bir sanat eseri bırakmak istiyordu. Merdivenler, Pera Palace Hotel'in tasarımından da sorumlu olan Fransız mimar Alexandre Vallaury tarafından tasarlandı. Vallaury, İstanbul'un doğal güzelliklerinden ilham almış ve merdivenleri süslemek için çiçekler, sarmaşıklar ve diğer bitkileri kullanmış. Sonuçta ortaya hem güzel hem de işlevsel bir sanat eseri çıkmış.
Galata Kulesi, şehrin zengin tarihi ve kültürünün bir göstergesidir. Cenevizliler tarafından 14. yüzyılda inşa edilen kule, Haliç ve Boğaz'ın muhteşem manzarasını sunarak yüzyıllar boyunca şehri korumuştur.
Galata Kulesi tarihi bir dönüm noktasından çok daha fazlasıdır. Aynı zamanda İstanbul'un dayanıklılığının da bir sembolüdür. Kule depremler, yangınlar ve savaşlar atlatmış ve bugün de dimdik ayakta durmaya devam etmektedir. Şehrin gücünün ve kararlılığının bir kanıtıdır.
İstanbul'un Galata semtinde bulunan tarihi bir sinagog olan Aşkenazi Sinagogu, 1900'lü yılların başında inşa edilmiştir. Aşkenazi Sinagogu'nun mimari yapısı, Avrupa tarzını yansıtmaktadır. Aşkenazi Sinagogu'nun mimarisindeki detaylar incelendiğinde geleneksel Avrupa sinagoglarından etkilendiği görülmektedir. Yaratıcılığı simgeleyen motiflerle süslü vitray pencereler sinagogun estetik değerini artırıyor. İstanbul'un kültürel mirasına katkıda bulunan Aşkenazi Sinagogu, her yıl cemaat üyelerinin maske takıp dans ettiği ve geleneksel tatlıların ikram edildiği 'Purim' kutlamalarıyla hem yerli hem de yabancı ziyaretçilerin ilgi odağı haline gelmiştir.