Boğaz kıyısında yer alan Kuleli Askeri Lisesi, sadece bir askeri okul değil, aynı zamanda kültürel ve mimari bir miras alanıdır. Geç Osmanlı İmparatorluğu döneminde kurulan bu yapı, hem eğitim hem de mimari açıdan büyük bir öneme sahiptir.
Kuleli Askeri Lisesi, Sultan Abdülmecid tarafından 1845 yılında inşa edilmiştir. Ancak bu bölgenin tarihi, Bizans İmparatorluğu'na kadar uzanır. Bizans döneminde, bu bölge Tövbekar Manastırı'na ev sahipliği yapıyordu. İstanbul'un Osmanlı İmparatorluğu tarafından fethinden sonra manastır, askeri kullanım amacıyla dönüştürülmüştür.
Kuleli Askeri Lisesi'nin mimarisi, Osmanlı ve Batı tarzlarının bir sentezini yansıtır. Yapı, simetrik kuleleri, kemerli pencereleri ve detaylı taş işçiliği ile dönemin mimari üslubunu ve Osmanlı estetiğini gözler önüne serer. Binanın cephesi, Osmanlı mimarisine özgü ince detaylarla süslenmiştir. En dikkat çekici mimari unsurlardan biri olan kuleler, girişte simetrik bir şekilde konumlandırılmış olup, binaya karakteristik bir görünüm kazandırmıştır.
Kırım Savaşı (1853-1856) sırasında, Kuleli Askeri Lisesi'nin binası hastane olarak kullanılmıştır. Osmanlı ordusu ve müttefik kuvvetlerin yaralı askerleri burada tedavi edilmiştir. Bu dönemde Kuleli Kışlası olarak bilinen yapı, sağlık hizmetleri açısından önemli bir merkez haline gelmiştir.
Tarih boyunca birçok dönüşüme tanıklık eden Kuleli Askeri Lisesi, çeşitli amaçlarla kullanılmıştır. Bizans döneminde Tövbekar Manastırı olarak başlayan bu yapı, Osmanlı döneminde askeri okula ve Kırım Savaşı sırasında hastaneye dönüşerek İstanbul'un tarihi ve kültürel zenginliğini yansıtmaktadır.