Büyükada'nın huzurlu sokakları, asırlık köşkleri ve derinlemesine işlenmiş hikayeleri, İstanbul'un gürültüsünden kaçmak isteyenlere benzersiz bir sığınak sunar. Bu büyüleyici ada, her yıl binlerce ziyaretçiyi kendine çeker ve onları tarihi dokusuyla büyüler.
Troçki'nin evi, adanın yüksek tepelerinden birinde, çam ağaçlarıyla çevrili ve İstanbul'a büyüleyici bir manzara sunan bir konumda yer alır. 19. yüzyılın sonlarında inşa edilen bu ev, yüksek tavanları, büyük pencereleri ve geniş bahçesiyle tipik Büyükada mimarisinin en güzel örneklerinden biridir.
2010 yılında, İrlandalı fotoğrafçı James Hughes, bu eski köşke girerek iç mekanını fotoğrafladı ve bu fotoğraflar "Troçki'nin Hayaletleri" başlığı altında sergilendi.
Eğer yolunuz Büyükada'ya düşerse, Troçki'nin evini ziyaret etmeyi mutlaka düşünmelisiniz. Şu anda içeriden ziyarete açık olmasa da, mimarisi ve tarihi dokusuyla büyüleyici ve ilham vericidir.
Bu ev, tarih ve politika meraklılarının yanı sıra mimarlık ve doğa tutkunları için de ilgi çekici bir noktadır. Büyükada'nın kristal berraklığındaki suları ve yeşil doğası arasında yer alan bu tarihi köşe, ziyaretçilerine geçmişin hikayelerini fısıldarken modern hayattan sakin bir kaçış sunar.